Yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarını sürdüren Galata Wind, Bursa Taşpınar Rüzgâr Enerji Santrali’nde 13 MW’lık elektrik güç artışı sağlayacak 2 adet rüzgâr türbinini daha devreye aldı. Böylece, Bursa, Nilüfer Korubaşı Mahallesi mevkiinde, Ekim 2020 yılından bu yana faaliyetini sürdüren Taşpınar Rüzgâr Enerji Santrali’nin türbin adedi 16’ya yükseldi. Yeni türbinlerin Taşpınar RES santralinin üretimine ortalamada yıllık yaklaşık %20'lik bir katkı sağlaması, karbon azaltımına ise yıllık yaklaşık 20.000 ton ek fayda getirmesi hedefleniyor.
Bunun yanı sıra, artık bünyesinde hem RES hem de GES barındıran, “Taşpınar Birleşik Yenilenebilir Elektrik Üretim Tesisi Projesi”ndeki yaklaşık 42,5 MW’lık Hibrit GES’in birinci fazı kapsamında 9,4 MW’lık kısım da devreye alındı. Bir süredir inşaatı devam eden birinci fazdan geriye kalan yaklaşık 7 MW’lık kısmın ise çok kısa sürede devreye alınması bekleniyor. Projenin 25 MW’lık ikinci fazı için ise 2024 yıl sonu hedefleniyor. Özetle, 2023 yıl sonunda devreye alınan ek türbinler ve Hibrit GES ile birlikte Taşpınar RES santralinin toplam güncel kurulu gücü 88,4 MWm / 73 MWe oldu.
Galata Wind CEO’su Burak Kuyan şirketin 2025 hedefleri doğrultusunda 2023-2024 yıllarında planlanan yatırımlarının devam ettiğini ve verimliliğin en önemli konulardan biri olduğunu belirterek şunları söyledi: “Tek bir üretim tesisinde birden fazla kaynaktan elektrik enerjisi üretilebilmesine imkan sağlayan hibrit santraller, üretim tesislerinin daha verimli ve daha uzun süreli emreamadelik ile çalışmasına ve elektrik kurulu gücü sınırları içerisinde daha fazla elektrik üretilmesine imkan veriyor. Biz de hibrit santraller sayesinde rüzgâr olmayan günlerde güneş enerjisinden, güneş olmayan saatlerde de rüzgâr enerjisinden üretim gerçekleştiriyoruz. Böylece mevsim koşulları etkisi asgari seviyeye indiriliyor ve santralin çalışma süreleri dolayısıyla verimlilik artıyor. Buna ek olarak, Taşpınar RES içerisinde yapılması planlanan hibrit GES yatırımının yatırım ve operasyonel maliyetlerinin daha düşük olması da önemli bir avantaj sağlıyor. Ayrıca ana kaynak olan rüzgâr üretimi YEKDEM kapsamında olduğu için yardımcı kaynak olan güneşten üretilecek elektrik enerjisinin de YEKDEM kapsamında değerlendirilmesi mümkün oluyor.”